Scroll Top
Kavacık Mh. Özgür Cd. No:5 Beykoz / IST

Uluslararası Web Sitelerinde Yerelleştirme Nasıl Yapılır?

Yerelleştirme Kavramı

Latince de yer anlamına gelene “locus” kelimesi İngilizceye “locale” olarak geçmiş ve zamanla “localization” olarak kullanılmaya başlanmıştır. Türkçemizde “localization” kelimesi yerelleştirme anlamında kullanılmaktadır. Ben bu makalede yerelleştirmenin (Location Based Website) web ayağına değineceğim.

Yerelleştirme Ve Tercüme Farklı Kavramlardır.

Uluslararası pazarlara hitap etmek isteyen firmaların (genelde ticaret ağırlıklı firmalar) web sitelerini yerelleştirmek, o web sitesinin hedef pazarın (ülke ya da bölge) yerel dili ve kültürüne uyarlanması işlemidir.  Tanımdan da anlaşılacağı üzere salt bir tercüme işi değildir. O sitenin hedef bölgenin kültürüne de uyarlanması işidir bir. Yerelleştirme aşamasında web sitesinin bütünlüğü korunmalı, içerikler ve resimler buna uygun seçenekleri yansıtmalıdır. Kültürel açıdan uyarlanmış web siteleri, ziyaretçilerin siteyle ilgili gerekli bilişsel çabaları azaltarak, gezinmeyi kolaylaştırıcı şekilde olmalıdır. Görüleceği üzere bir tercümandan çok birkaç uzmanın bir arada çalışmasını gerektiren bir süreçtir. Web sitesi yerelleştirme işlemlerinizde bir tercüman, bir editör, bir redaktör ve bir kültür danışmanının birlikte çalışması en uygun olan çözümdür.

Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak

Yerelleştirmede yapılan en büyük hata onun çeviri işlemi ile karıştırılmasıdır. Yerelleştirme bir çeviri işi değil daha çok bir adaptasyon işidir (hot dog – sosisli).

Basit bir örnekle bunu açıklayalım. Şimdi siz alkollü ve alkolsüz içecek üreten uluslararası bir firmaya sahipsiniz. Menşei olarak da Amerikan firması olduğunuzu varsayalım. Sizin web sitenizdeki reklam ve pazarlama kampanyalarınızda Ramazan ayına özel indirimler uygulamanız bir yerelleştirme örneğidir. Örneği geliştirelim. Siz alkollü içecekler de satıyorsunuz ama alkolün yasak (ya da dini açıdan haram olarak kabul edildiği) olduğu bir Arap ülkesinde yeni Pazar arayışları için sitenizi yerelleştiriyorsunuz. Amerika lokasyonundaki sitenizde yer alan alkollü içecek reklamlarını gidip bu Arap ülkesindeki sitenize koyarsanız rakiplerinizin sosyal medyadaki saldırı kampanyalarının direkt hedefi olursunuz. Aynen “Müslüman ülkesinde salyangoz satmak” deyimini tam yerine oturttuğunuz için bir ödül bile alabilirsiniz (Yılın pazarlama hatası ödülü). Location Based Content olarak adlandırılan ve Bölgesel Tabanlı İçerik anlamına gelen bir temelde hareket etmek gerekir.

YERELLEŞTİRMEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREK NOKTALAR

1- Base Website & Location Based Website

Yerelleştirmede dikkat edeceğiniz temel nokta ana sitenizde yatmaktadır. Ana sitenizden ne kadar sadece ve kısa cümleler kullanırsanız ve kendi kültürünüzün başka ülkelerde karşılığı olmayan deyimlerinden uzak durursanız yerelleştirme işlemlerinizde o kadar hızlı ve başarılı olacaktır. Özellikle ana sitede ne kadar sade ve terminolojik terimlerden uzak bir dil kullanırsanız yerelleştirme aşamasında o kadar rahat edersiniz.

2- Araştırma ve Analiz

Diğer dikkat etmemiz gereken nokta detaylı bir Pazar araştırması ve buna bağlı analiz ihtiyacıdır. Hemen hızlıca siteyi çevirip yayına açalım yaklaşımı aksine. Hedef ülke pazarının iyi bir araştırma ve analizden geçmesi akıllıca olacaktır. Pazar araştırması yeterli düzeyde yapılmadığından karışılacağımız en büyük risk marka adının kirlenmesidir. Analiz aşamasından sonra planlama aşamasına geçilecektir. Elde edilen verilen konunun uzmanlarınca planlama aşamasında kullanılacaktır. Planlama kapsamında markanız için ön plana çıkarılması düşünülen kelimeler ve buna uygun sloganlar belirlenir. Bir sonraki içerikler bu çerçevede devam edecek ve dolayısıyla tüm içerikler birbirini etkileyecektir.

 3- Uygun Yazılım ve Sistemlerin Kullanımı

Ana site iletişiminizde ve dokümantasyonda evrensel programları kullanmayı tercih edin. Örneğin destek sistemi için ülkenize özel (Çin de sıklıkla karşımıza çıkar) programlar yerine evrensel kullanımı olan sistemleri seçmeniz daha yararlı olacaktır. Özellikle sitenize koyacağınız dokümanların açılması aşamasında başka ülkelerde yaygın kullanılmayan programlar yerine PDF formatı gibi genel kullanıma sahip programları kullanmak daha akıllıca olacaktır.

4- Görsel Öğelerin Kullanımı

Bir resim ya da kısa bir video uzun bir açıklamanın yerini tutabilir. Ana Site sitenizde içerikle uygun resimler kullanımı yerelleştirme aşamasında hız ve maliyetler açısından işinize çok yarayacaktır. Bolca açıklama ile insanları sıkarak sitenizden bir sıçrama yaşanmasına neden olmak yerine çarpıcı resim ve video kullanımı daha çok işinize yarayabilir.

5- Bütçe Planlaması

Yerelleştirmede ki en büyük problemlerden biri bütçe planlamasıdır. Kısıtlı bütçeler gibi abartı bütçelerde çok işinize yaramayacaktır. Yerelleştirme yeni bir pazara giriş yapan firma için kesinlikle kısıntı yapılabilecek ucuz bir alan değildir. Hele hele asıl işi bu olmadığı halde şirket için çözümlerle ucuza kapatılabilecek bir konu asla değildir. Ahmet Bey nasılsa İngilizce biliyor tercümeleri o yapar. Web tasarımcı da siteye uygular vs gibi çözümler yerine bu konuda şirket dışı konunun uzmanı ajanslarla çalışmak yerinde olacaktır. Şirket dışı uzmanlarla çalışmak derken herkesin her istediği parayı vermek anlamına da gelmemektedir. Aşırı derecede sosyal platformlara yayılmak yerine o bölgede size en çok yardımcı olarak stratejileri izlemek gerekmektedir.

6- Duygusal Bağ

Yerelleştirilecek bölge ile duygusal bağ kurmak çok önemlidir. Toplum olarak aslında duygusal olduğumuzdan uluslararası firmaların sıklıkla üzerimizde uyguladığı önemli bir faktördür. Milli takıma vurgu yapan sponsorluklar, Mehmetçiğe vurgu yapan kampanyalar, bayramlarda akraba ziyaretleri ve aile büyüklerine yapılan sürprizler en çok dikkat çeken yerelleştirme örnekleridir. Hemen bir SENARYO uygulaması yapalım. Ramazan ayına dönük Amerika menşeili asitli içecek firmasının reklamını hayal edin; İşten çıkıyor markette giriyor bir şeyler alıyor. Fırından sıcak ekmek alıyor ve yalnız yaşayan arkadaşının evine gidiyor. Ahşap masaya domatesi peyniri ve sıcak ekmeği koyuyor en son hedef asitli içecek masanın üstüne konuyor. Sonra karşımızda bir yazı: “İftarlar sofralarında dostluğu da paylaştık”. Bu markanın reklamında dini bir kavramı yalnızlık gibi duygusal bir kavramla birleştirmesi bunun tipik bir örneğidir. Web sitenizde hedef ülke ile ilgili duygusal bağ oluşturacak içerikler bulunması bu açıdan çok önemlidir.

7- Simülasyon Tabanlı Anket

Tüm aşamaları düzgün bir şekilde gerçekleştirdiniz. Peki sizin yaptığınız bu çalışmalar hedef toplumda nasıl bir geri dönüşüm sağlayacak. Yerelleştirme işlemleri tamamlanan siteyi direkt olarak yayına alıp olası risklerle ve hatta pazara giremeden pazarı kaybetme ihtimaline karşı benim önerim simülasyon tabanlı bir anket çalışması olacaktır. Simülasyon tabanlı anket çalışmasından kastım nedir bunu açıklayayım. Web sitesini direkt yayına almak yerine bir subdomain ya da farklı bir domainde özel bir şifre ile girilebilen klon bir site oluşturmak. Üniversiteler, AVM ler gibi aktif topluluğun bulunduğu ortamlarda bir tablet aracılığı ile insanların siteyi incelemelerini isteyerek beğeni ve şikâyetlerin not edilmesini sağlamak site yayına geçmeden o kültürün siteye bakışını ve varsa yapılan hataları görmek açısından gayet önemli olacaktır. Çünkü karşılaşılacak risk sadece yerelleştirme yapılacak üretim ve pazarlama dalını değil, o firmanın başka dallardaki ürünlerini de etkileyebilecektir. Mesela içecek firmasının başka bir gıda sektöründeki ürünleri de bunlardan etkilenebilir.

8- Yerelleştirme İçin Önce Uluslararasılaştırma

Yerelleştirmede en büyük risklerden biri siyasi çatışmaların ortasında kalmaktır. Hiçbir alakanız olmasa da bir anda siyasi çekişmelerin ortasında kalabilirsiniz. Siz Amerikan menşeili bir firmasınız ve Amerika ile Türkiye arasında büyük bir siyasi – askeri çıkar çatışması meydana geldi. Sizin konu ile alakanız olmasa da Türkiye de Amerikan ürünlerine karşı yapılan bir boykotun temel hedeflerinden biri haline gelebilirsiniz. Bu sebeple web sitenizde mutlaka ve mutlaka ülke bazlı değil evrensel bir firma olduğunuzu öne çıkaran vurguları yapmalısınız. Tam olarak uluslararasılaştırmayı başarırsanız yerelleştirme aşamalarınızda da risklerle mücadele etmek açısından o kadar başarılı olursunuz. Büyük firmalar genelde hedef ülkede üretim merkezi ve fabrika açarak bu konuda bir avantaja sahip olabiliyorlar.  Boykot, negatif kampanylar, iftiralar vb tehlikelere karşı web sitelerinde o ülkede yer alan tesisler, çalıştırılan işçi sayıları, ödenen vergiler vs  gibi unsurlar mutlaka ve mutlaka vurgulanmalıdır. Çünkü insanlar merak içinde ilk olarak sizin web sitenize girip bilgi toplamaya çalışacaklardır. Kendinizi savunacak materyalleri önceden sitenizde bulundurmanız sorun ortaya çıktıktan sonra vereceğiniz mücadeleden daha önceliklidir.

Yerelleştirme aşaması bitti, peki her şey bitti tamam mı ?

SÜREKLİLİK İÇİN YEREL AJANSLARLA ÇALIŞMAK

Yerelleştirme işlemini başarı ile gerçekleştirmiş olabilirsiniz ancak bunun bir de sürekliliğine sağlamanız ve gerek web siteniz gerekse sosyal medya yönetiminizde gerekli ve hızlı reaksiyonları göstermeniz için yerel ajanslarla çalışmak çok önemlidir. Firmanız kendi ülkenizde çok büyük ajanslarla çalışabilir. Bu önemlidir ancak o kültürün içinde yaşayan ve işi gereği sosyal gelişmeleri anlık takip eden SEO, Reklam ve Pazarlama Ajansları ülkenizdeki ajanslardan size daha yardımcı olacaktır. Yerelleştirme yaptım bitti denen bir olay değildir. Yukarıda bahsettiğim tüm konuların bir özeti olarak mutlaka ve mutlaka süreklilik ve risklerle mücadele açısından konusundan uzman yerel ajanslarla çalışmanızı tavsiye ederim.